İnsan tarihten bugüne çevre koşullarına ve şartlarına göre sorumluluk almıştır. Öncelerini geçimini toplayıcılık ile geçindiriyordu. Baba dışarıdan avını, topladıklarını getirirdi. Anne ise babanın getirdiklerini pişirir, çocuklara bakardı. Günümüzde şartlar iyileştikçe, olgunlaştıkça kadının da iş hayatına katılma olanakları arttı. Artık erkekler de iş şartlarına göre evde çocuklarına bakabiliyor, ailesine destek olabiliyor. Yani, aslında babalık annelikten farklı değildir; sadece şartlara ve imkânlara göre iş bölümü yapılmıştır. Bu duygu her ikisi için aynı fakat farklı sorumluluklar getirmiştir. İki ebeveyn de dışarda çalışmaya başlayınca tabi durumlar değişiverdi… Şimdi ise çocuklarımızı büyütürken kime emanet edeceğimizi düşünüyoruz. Peki, şartlarla olgunlaşan bu doğal süreçte ne yapacağız?
Bildiğiniz üzere ilk aklınıza gelen anne ve babalarınız oluyor. Yalnız; kimimizin ebeveynleri memleketteyken kimimizin şehir olanakları yüzünden uzaktadırlar. Yakın olsalar bile çocuğunuz büyüdükçe ona bakmaları zorlaşacaktır. Tabi genç ebeveynlere sahipseniz o başka diyelim ki bu şartlara sahip değilsiniz, ne yapmalısınız?
Çocuğunuzu kime emanet etmelisiniz?